Şimdi yükleniyor

Bir elimiz cebimizde, parmağımız tetikte

“Artık sorun iki devlet arasında yaşanan bir çatışma olmaktan hızla uzaklaşırken, bunun yanında ve fevkinde hak ile batılın, mazlum ile zalimin, haç ile hilalin, şehit ile caninin, merhamet ile melanetin, vicdan ile vandallığın kutuplaşmasına tam olarak evrilmiştir.”  Lider Devlet Bahçeli

***

Başa dönelim…

Tarih, 21 Ekim 2015… Kudüs’te toplanan 37. Dünya Siyonist Kongresinde konuşan İsrail Başbakanı Netanyahu; “Hitler Yahudilere soykırım yapmayacaktı, sadece sürgün edecekti. Onu bir Arap, Emin El Hüseyni kandırdı. ‘Onları sürgün edersen hepsi Filistin’e gelir’ dedi, Hitler de ‘öyle ise ne yapayım’ diye sordu. El Hüseyni ‘yak onları’ diye cevap verdi. Yani Hitler’e katliam fikrini o yerleştirdi.” İddiasında bulundu.

Siyonist kongresinde yapılan son derece dikkat çekici bu konuşma, hem batılı tarihçilerden hem de Yahudi tarihçilerden büyük tepki çekmişti.

Zira bu konuşmayla hedef saptırılmış, gerçekler gözden kaçırılmış ve dikkatler Batı Naziziminden, Müslümanların üzerine çevrilmişti!

***

Bu defa tarih 27 Eylül 2023’ü gösteriyordu.

Caniyahu’nun o konuşması tam tamına sekiz yıl sonra yeniden gündeme oturtuldu. Oysa yıllar geçmiş ve üzeri örtülmüş olmalıydı…

Evet, evet tam sekiz yıl sonra… Birden bire bütün ajanslar ve haber kanalları aynı konuşmayı tarihsiz bir şekilde yayınladı.

Haber Sosyal Madde mecralarında gündem oldu. Etkisi arttırıldı.

Bu yayından on gün sonra ise yani 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas İsrail’e karşı Aksa Tufanı Operasyonu’nu başlattı.

Tarihe dikkat edelim. Bu tarih 1973 yılındaki Yom Kippur-Ekim- Savaşı‘nın yani Arap-İsrail savaşının ilk günüydü.

Çok geçmeden bu konuşmanın neden yeniden gündem olduğu anlaşıldı. Caniyahu yeni bir soykırıma kalkışıyordu! Bu kalkışmanın da üzerini Hamas’ın saldırısını mazeret göstererek örtecekti.

Neticede bugün başka bir şekle evrilen Hamas’ın “Aksa Tufanı Operasyonu”na karşı, bir intikam saldırısı olan İsrail’in “Demir Kılıçlar Operasyonu” başlatıldı.

***

İkinci sayfa…

İsrail bu defa, “Lübnan Hizbullah’ı tarafından Golan Tepelerine füzeler atıldığını gerekçe göstererek” Beyrut’a saldırdı.

Bu saldırılar karşılıklı olarak devam ederken…

İsrail, İran’da “misafir olarak” bulunan Hamas Lideri Haneyi bir suikast düzenleyerek öldürüldü.

Lider Bahçeli Haniye’nin katli ile ilgili olarak “Mezkur suikastin İsrail Başbakanı’nın ABD ziyareti sonrasında, üstelik Tahran’da gerçekleşmesi tesadüfi olmasa gerektir. Terör eylemini yapan kadar siparişi ve ihaleyi veren, destek sağlayan, ortam açan elbette ağır sorumluluk altındadır. Haniye suikastinin çok boyutlu yansımaları ve operasyonel yankıları kaçınılmazdır. Kartlar açık oynanmaktadır. Adı konulmamış bir savaş hali tedavüldedir.”  Yorum ve tespitlerini yaptı. Bu durum tespiti, insanlığın keskin bir dönemeçte olduğunu açıklamaktaydı.

Yani savaşın adı artık sadece “İsrail-Filistin Savaşı” değildi.

***

Üçüncü sayfa…

Caniyahu’nun 2015 tarihinde yaptığı ve Hitler’i temize çıkardığı konuşmasından tam sekiz yıl sonra 27 Eylül 2023 tarihinde yeniden dünya gündemine alınması boşuna değildi!

Böylece Batı’nın yumuşak karnı zünnar kuşağı ile bağlanmış, hedef ise Gazze kıvılcımıyla tam da bölgemize yönelmişti.

Bu noktada “Türk Devleti’nin Aklı Devlet Bahçeli” Beyefendinin ikazen ifade ettiği şu sözleri de satırlarımız arasında tekraren dikkatlerimize sunalım. Ne demişti Sayın Bahçeli?

“Meselenin can alıcı noktası da büyük İsrail devletinin kurulma projesidir. Nil’den Fırat’a kadar sözde vaat edilmiş topraklara hâkimiyet kurmak, İsrail’in inanç bazlı ve tarihi arka planı olan bir hedefidir. Bu hedefin nihai aşaması da Türkiye’dir”

***

Toparlayalım…

Sayın Bahçeli, Haniye’nin öldürülmesi ile ilgili olarak; “Terör eylemini yapan kadar siparişi ve ihaleyi veren, destek sağlayan, ortam açan elbette ağır sorumluluk altındadır.” diye ifade buyurduysa, bu satırları iyi anlamak, kavramak ve yorumlamak gerekmektedir!

Geçtiğimiz aylarda yaşanan ve neredeyse düzmece olduğunu düşündüğümüz İran-İsrail atışması gibi bir atışmayı(!) gözden uzak tutmadan ve “nihai hedefin Türkiye olduğunu” da bir an olsun aklımızdan çıkarmadan tetikte olmamız iktiza etmektedir.

***

Dördüncü sayfa…

Evangelist-Siyonist ABD-İsrail ortaklığının hedeflerden biri de Lübnan… Lübnan Siyonist İsrail ile Türkiye’ arasındaki son devlet!

Suriye’nin durumu ve bölgedeki PKK ve ABD işgalini göz önünde tutarsak, gerçekten de “nihai hedefin Türkiye” olduğunu ve İsrail için vaat edilmiş toprakların önünün açıldığını hemen görürsünüz!

***

Eh ne yapalım, biz de bir elimiz cebimizde diğer elimiz kabzada, gözümüz hedefte, şahadet parmağımız da tetikte hazır ve nazır olarak bekleriz! 

 

Bu Haberi Paylaş

Yorum gönder