Ay: Temmuz 2024

  • CHP Milletvekili Suiçmez: “Sahipsiz Hayvanlara Yönelik Kanun Teklifi Yeni Sorunlar Yaratacak”

    CHP Milletvekili Suiçmez: “Sahipsiz Hayvanlara Yönelik Kanun Teklifi Yeni Sorunlar Yaratacak”

    CHP Trabzon Milletvekili Suiçmez, Mecliste düzenlediği basın toplantısında sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifinin sorun çözmekten ziyade yeni sorunlar yaratacak nitelikte olduğunu belirtti.

    “YEREL YÖNETİMLERİN OMUZLARINA BÜYÜK BİR YÜK”

    Kanun teklifinde yerel yönetimlere getirilen yükümlülüklerin ifa edilmesi için gerekli personel, bütçe ve diğer kaynakların dikkate alınmadığını savunan Suiçmez, “Bu yasa teklifi, sadece yerel yönetimlerin omuzlarına büyük bir yük bindirmekle kalmayacak, aynı zamanda mevcut kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını da engelleyecektir. Yerel yönetimlerin bu kadar kısa sürede sözde 4 milyon hayvan için hayvan bakımevleri inşa etmek ve işletmek gibi büyük bir sorumluluğun altına sokulması, mevcut bütçe kısıtları ve personel yetersizlikleri göz önüne alındığında hiç de gerçekçi bir yaklaşım değildir,” diye konuştu.

    “BELEDİYE BÜNYESİNDE YETERLİ KAPASİTEYE SAHİP BAKIMEVLERİ YOK”

    Bütçe yetersizliği nedeniyle hayvanların bakımı, sağlık hizmetleri ve beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasında ciddi sıkıntılar yaşanacağını belirten Suiçmez, “Hayvan bakımevleri için yeterli ve eğitimli personelin bulunmaması, bu merkezlerin hayvanlar için birer cehenneme dönüşmesine neden olacaktır,” görüşünü paylaştı.

    Belediye bünyesinde yeterli kapasiteye sahip bakımevlerinin olmadığını kaydeden Suiçmez, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu kanlı yasayı Meclisten çıkararak Meclisi kana bulamayın. Hayvan popülasyonu sorununu kabul ediyoruz ve sokakların hem insanlar hem de hayvanlar için güvenli olmasını istiyoruz ancak çözümün hayvanları öldürmekle olmadığını, kısırlaştırma, aşılatma kampanyalarıyla hayvan popülasyonunun en kısa zamanda azaltılacağını söylüyoruz. Bu yasa teklifi, ölü doğmuş bir tekliftir. Uygulanması mümkün değildir ve hiçbir şeye de çözüm getirmeyecektir. Hala geç değil gelin, bu yasa teklifini geri çekin. Birlikte çalışalım, nitelikli çözüm üreten, insanların ve hayvanların sokakta güvenli bir şekilde yaşayabileceği bir Türkiye’yi birlikte yaratalım. Hayvanları öldürerek değil yakalayarak, kısırlaştırarak, aşılatarak ve doğal ortamlarına geri döndürerek sorunları çözelim.”

  • MHP Milletvekili Halil Öztürk’ten İsrail Dışişleri Bakanı Katz’a Sert Tepki: “Haddini Bilmelidir”

    MHP Milletvekili Halil Öztürk’ten İsrail Dışişleri Bakanı Katz’a Sert Tepki: “Haddini Bilmelidir”

    MHP Kırıkkale Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Halil Öztürk, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan sözlerine X sosyal medya hesabı üzerinden sert bir cevap verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pazar günü Rize’de, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İl Teşkilatı’nda yaptığı konuşmada, Filistinliler adına İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılarına müdahale edebileceğini söylemesinin ardından, İsrail Dışişleri Bakanı Katz, X üzerinden yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in yan yana fotoğraflarını paylaşarak bir açıklama yaptı.

    Bu açıklama sonrası Türkiye’de birçok önemli isim İsrail Dışişleri Bakanı Katz’a sert tepki gösterdi. MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk de Katz’a sert eleştirilerde bulunarak şu ifadeleri kullandı:

    “İşgalci İsrail’in yakın tarih bilgisinden bile yoksun Dışişleri Bakanı İsrael Katz; tarih sahnesine çıktığından beri mazlumun yanında tavır alan Türkiye Cumhuriyeti’ni, Saddam’ın işgalci tavrıyla bir tutacak kadar hadsiz bir politika söylemi içine girmiştir.

    Tarihten dersler alıp gafletlerini hatırlaması gereken bir zihniyet var ise o da İsrail’dir ki Hitler’in ve onun gibi soykırımcı figürlerin sonu bugün hâlâ zihinlerde ve tarihin çöplüklerinde kendine yer edinmiş durumdadır.

    Türkiye Cumhuriyeti, Karabağ ve Libya’da mazlumun ve haklının yanında yer almayı bilmiştir. Tıpkı İkinci Dünya Savaşı’nda soykırıma uğrayan Avrupa Yahudilerini trenlerle Türkiye Cumhuriyeti’ne getirip onları soykırımdan kurtarmak için vatandaşlık hakkı verdiği gibi…

    Avrupa ve Yahudi tarihçisi Michael Marrus’un ‘Nazi işgali altındaki ülkelerde yaşayan Yahudi yurttaşları sınır dışı edilmekle tehdit edildiklerinde, Türkler bunlara karşı yükümlülük duymuşlardır’ tespiti kayıtlarda yerini muhafaza etmektedir.”

    İSRAİL DIŞİŞLERİ BAKANI HADDİNİ BİLMELİDİR!
    “Bütün bu tarihi gerçekliği hiçe sayıp yaptığı açıklamayla kindarlığını aşikâr eden İsrail Dışişleri Bakanı Katz, her şeyden önce haddini bilmelidir. Herkes bilir ki bizim tarihimiz had bildirmekle doludur.

    Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na bir ‘son’ tayin etmek, kıyameti tasarlamakla eş değerdir. İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz gibi, bir acizlik örneği olarak, kendisinde ilahlık vasfı gören her beşer bu yanılgının farkına er ya da geç varacaktır.”

  • EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, Hükümetten Beklentilerini Sıraladı

    EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, Hükümetten Beklentilerini Sıraladı

    Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Temmuz ayı meclis toplantısında konuşma yapan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, sığınmacı politikası, gıda krizi ve su sorunu konularına dikkat çekti. Ürün, hükümetten fiyat istikrarı, kurların serbest bırakılması ve sığınmacı sorununun çözülmesi konularında beklentilerini dile getirdi.

    ÜRÜN: SIĞINMACI SORUNU İNSANİ YARDIM MESELESİNİ AŞTI

    Konuşmasına sığınmacı, göçmen ve mülteci kavramlarını açıklayarak başlayan Ürün, “Asıl meseleye geldiğimizde tablo bizim açımızdan içler acısı. Statüleri henüz resmi olarak tanınmamış olan sığınmacı sayısı resmi verilerle 3 milyon 251 bin kişi. Resmi olmayan verilere ilişkin ise birçok rakam telaffuz ediliyor. Dünyada en fazla sığınmacıya kucak açan ülkeyiz. Bu artık insani yardım meselesini çoktan aşmıştır. Bu grafik bunu açıkça ortaya koyuyor. Türkiye ile AB arasında ‘Vize Serbestisi Diyaloğu Mutabakat Metni’ ve ‘Geri Kabul Anlaşması’ eş zamanlı olarak 16 Aralık 2013 tarihinde Ankara’da imzalanmıştı. Bugün geldiğimiz noktada bırakın vizesiz geçişi, vize dahi alamıyoruz ve dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ikinci ülkesi olduk. Kaçak yollarla ülkeye girmek isteyen ve yakalanan düzensiz göçmenlerin uyrukları, topraklarımız için ayrı, içinde yaşayan bizler için ayrı risk teşkil etmektedir. 11 yılda öne çıkan uyrukların Afganlar, Suriyeliler, Iraklı ve Filistinliler olması da bu riski teyit etmektedir. Bunlar yakalananlar. Bir şekilde hayatını ülkemizde idam ettiren bu ülke vatandaşları, ne yazık ki toplumda ciddi bir rahatsızlığa sebep olmaktadır. Son olarak, basına yansıyan Kayseri örneği gibi yansımayan pek çok adli vaka gelecek adına önemli işaretler vermektedir” ifadelerini kullandı.

    ‘İZMİR’DE GEÇİCİ KORUMA KAPSAMINDAKİ SURİYELİ SAYISI 120 BİN’

    Ürün, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle yıllar itibari ile rakamları sizlere göstermek istiyorum. Son 10 yılda çok ciddi artışlar verilere de yansımış durumda. Sığınmacı olan geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin yıllar itibari ile sayısı 3 milyonu aşmış durumda. Bu rakamlar resmi olanları kapsamakta olup, şu açıdan önem taşımaktadır. Bu insanlar için çok ciddi bir kaynak ayrılmıştır. Evet, AB’den destek alındı. Ancak, öyle bir noktaya gelindi ki, sağlıktan eğitime, mali desteklere kadar tanınan haklarla Türk vatandaşları arasında bir haksız rekabet yaratıldı. Geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin illere göre dağılımında, İstanbul, Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay öne çıkmaktadır. İzmir’de sayı 120 bin civarında.”

    ‘BAKANLIĞA SIĞINMACILARA İLİŞKİN DOSYA TAKDİM EDİLDİ’

    Ürün, sığınmacı politikasının nasıl yürütülmesi gerektiğine dair düşüncelerini şöyle sıraladı: “Bu yük artık taşınamaz boyuttadır. Peki ne yapılmalı? Uzmanlar sığınmacıların geri gönderilmesinin mümkün olduğunu söylüyor. Uğur Dündar’ın köşe yazısında Prof. Dr. Bahadır Erdem hoca’nın önerilerinden bazılarını ben de özet hali ile sizlerle paylaşıyorum ki, bu işin mümkün olabildiğine ilişkin sesimizi yükseltelim ve bu cennet vatanın istila edilmesine müsaade etmeyelim.

    1. Suriyeli geçici sığınmacılara Ekim 2011 tarihinde verilen “geçici sığınmacı hakkı” kaldırılarak, “kaçak olarak bulunan yabancı” konumuna gelmeleri,
    2. Beşar Esat ile görüşülerek çıkardığı aflarda ilan ettiği gibi insanlık dışı, kötü muamele yapılmayacağına dair güvenceler alındıktan sonra belirli bir plan ve program dahilinde Suriye’ye geri gönderilmeleri,
    3. Ekonomik boyutu için ABD ve AB ile anlaşmalar yapılmalı. Parasal maliyetine de Türkiye rahatlıkla katlanabilir.

    Bu nedenlerle, Sayın Cumhurbaşkanının Beşar Esat ile görüşme talebini çok doğru ve zaruri görüyorum. Geçtiğimiz hafta TOBB ev sahipliğinde yapılan istişare toplantısı vesilesi ile İçişleri Bakanı Sn. Ali Yerlikaya ve Emniyet Genel Müdürü’ne üyelerimizin konuları bir dosya olarak takdim edildi. Odamız tarafından tüm üyeye ve MESKOM üyelerine duyuru yapılmaktadır. 12 üyemizden gelen konular derlenerek bir dosya haline getirildi. Dosyanın ilk maddesi şöyle idi: Toplumsal huzur, güven ve demografik yapının bozulmaması açısından mültecilerin, sığınmacıların ve düzensiz göçmenlerin acilen ülkelerine geri gönderilmesi, toplumun genelinde hakim olan endişelerin giderilmesidir.”

    ‘TARIMDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’

    Su konusunda yaşanan sıkıntılara değinen Ürün, “Sektörlerin suya duyarlılığına ilişkin iki önemli çalışma karşımıza çıkıyor. İlki İstanbul Sanayi Odası’na ait. Sanayi özelinde yapılan bir çalışmada; tarım ve tarıma dayalı ürünlerin üretimi, tekstil sektörü ve kağıt ve karton sanayi öne çıkıyor. Diğer yandan, Tarım Bakanlığının çalışmasında; suyun %77 oranında tarımsal sulamada kullanıldığı raporlanıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran %50-60 arasında. Sanayinin su tüketimindeki payı sadece %11. Bu durumda, çözümün aranacağı yer tarımsa, neden hala klasik sulama yöntemi kullanılıyor.

    Klasik sulama sistemlerinde 1 hektar sulama alanına saniyede ortalama 4 litre su verilirken, modern sulama yöntemlerinden yağmurlama ve damlama sulamalarda sadece 1.2 litre su verilmektedir. Yani, üçte iki oranında bir tasarruf mümkün. Bakanlığın 2023-2033 Eylem Planı’nda belirlenen adımların yerine getirilmesi önemli olmakla birlikte, daha somut ve büyük çaplı projelere de ihtiyaç olduğu açıktır. Bizden çok daha az riske sahip AB, uygulamaya aldığı Su Çerçeve Direktifi ile tarımda su kullanımını azaltmak amacıyla bir program sürdürüyor. Elbette tarımdan vazgeçemeyeceğimiz gibi, tarımı, hayvancılığı sürdürülebilir kılmak zorundayız.

    Ancak, kaynaklarımızı daha etkin kullanmamız gerektiği de çok net. Yaşlanan dünya nüfusu ve artan teknoloji biz de dahil olmak üzere gençleri köy hayatından kopardı. Artan nüfusla birlikte, Türkiye’nin gıda ihtiyacını bireysel çiftçilikle çözmemiz mümkün görünmüyor. Burada devreye şirketler girmelidir. Yeni nesil tarımı şirketlerin gücü ile daha sürdürülebilir kılabiliriz” şeklinde konuştu.

    ‘GIDADA OLDUĞU GİBİ ENERJİ ENFLASYONUNDA DA LİDERİZ’

    Ürün, şöyle devam etti: “Tüm zorluklara, maliyetlere rağmen, tarımsal üretimde Avrupa birincisi, dünya dokuzuncusuyuz. Birçok üründe dünya birincisiyiz. Ancak, 1.237 ithalat kalemi içinde en fazla ithalat sıralamasında buğday ve mahlutları 13. sırada. 3.5 milyar dolar buğday ve mahlutları ithalatı gerçekleştirmişiz. Pamuk 37. sırada ve 1.7 milyar dolar ithalat rakamı.

    Sonuçta da, bugün küresel gıda fiyatları haziran ayında yıllık bazda %2.1 düşerken Türkiye’de %68.2 arttı. Bu denli bir fark, bir yerlerde yanlış yaptığımızı da ortaya koyuyor. Biz çözümün kendisinden uzaklaşırken, gıda fiyatları da artmaya devam edecektir. Gıda enflasyonunda olduğu gibi enerji enflasyonunda da lideriz. Yanlışı bulmak zor değil.

    Türkiye’nin en az yağış alan, en kurak ovası Konya Ovası’nda eğer siz en fazla su isteyen mısır, yonca ve şeker pancarı ekiyorsanız suçu iklim değişikliğine atamazsınız. Diğer yandan, dünyanın en verimli pamuk arazisi Söke Ovası’nda, kuraklık ve aşırı sıcaklar pamukları yakarken, yeterli su olmadığı için çiftçiye kısıtlı su verilirken sürdürülebilirliği nasıl sağlayabiliriz?”

    ‘GIDA KRİZİYLE YENİ NESİL TARIM İLE MÜCADELE ETMEK MÜMKÜN’

    Tarımda sürdürülebilirliğe dair görüşlerini paylaşan Ürün, “Teknoloji ve bilimden yararlanarak geliştirilen yöntemlerle sürdürülebilirliği sağlamak mümkün. Marul üzerinden yapılan bir karşılaştırmada ekrandaki tablo çok net olarak hangi tarımsal yöntemin seçilmesi gerektiğini göstermektedir.

    Bitki fabrikaları, 365 gün, topraksız, güneş görmeyen, iklim kontrollü alanlarda; LED aydınlatma ve bitki besleme teknolojisi ile ürün yetiştirilen tesislerdir. Bu teknoloji ile sağlanan verimi, bireysel çiftlik alanlarında sağlamak mümkün değildir. Rakamlar da göstermekte ki, gıda krizine karşı yeni nesil tarım ile mücadele etmek mümkün.

    • Geleneksel çiftçiliğe göre 315 kat daha fazla verimli üretim,
    • Üretimde %95 daha az su tüketimi,
    • Yetersiz kalan, bozulan arazi karşısında, şehirdeki atıl alanlarda, topraktan bağımsız ve yatay bir şekilde üretim imkanı,
    • Üretimde sıfır pestisit kullanımı,
    • Taze, sağlıklı ve kayıpsız sevkiyat ile şehir için üretim mümkün ve giderek de yaygınlaşıyor” dedi.

    ANKET SONUÇLARI: SİPARİŞLER AZALDI

    Son olarak, yılda iki kez yaptıkları ekonomik değerlendirme anketinin sonuçlarına değinen Ürün, “2024 yılı ilk yarısında, iç pazarda siparişlerinizle ilgili hangisi gerçekleşti? sorumuza; firmaların %34’ü iç pazarda siparişlerinin değişmediğini, %52’si azaldığını bildirdi. Sadece %14’ü artış bildirdi. 2023 yılı ilk yarısında, dış pazarda siparişlerinizle ilgili hangisi gerçekleşti? sorumuza firmaların %37’sinin dış pazarda siparişleri değişmezken, %46’sında azalma, %18’inde artış gerçekleşmiştir” diye konuştu.

    HÜKÜMETTEN BEKLENTİLER

    Ürün, hükümetten beklentilerini şöyle sıraladı:

    • Fiyat istikrarı/enflasyonun düşürülmesi,
    • Kurların serbest bırakılması/ihracatın önünün açılması,
    • Sığınmacı sorununun makul şekilde çözülmesidir.

    “Biz de bu konuların takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

  • İzmir Büyükşehir Belediyesi Bayındır İlçesinde Koordinasyon Toplantısı Düzenledi

    İzmir Büyükşehir Belediyesi Bayındır İlçesinde Koordinasyon Toplantısı Düzenledi

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, daire başkanları ve genel müdürler ile birlikte, Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu, belediye başkan yardımcıları, birim müdürleri ve meclis üyelerinin katılımıyla Bayındır İlçesinde koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi.

    Bu toplantı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ilçelerdeki sorunların yerinde tespiti ve hızlı çözüm üretmek amacıyla başlattığı bir dizi etkinliğin parçası olarak düzenlendi.

    Toplantıda, Bayındır İlçesinde gerçekleştirilmesi planlanan yatırımlar, projeler ve halkın talepleri ele alındı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ve Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu ile beraberindeki heyet, toplantının ardından İztarım A.Ş.’yi ziyaret ederek incelemelerde bulundu.

    Ziyaretin ardından Dr. Cemil Tugay ve Davut Sakarsu, Bayındır Ilıca’da vatandaşlarla bir araya gelerek onların taleplerini ve önerilerini dinledi, yerinde incelemeler yaptı.

  • Deniz Yücel’in CHP Genel Merkezinde MYK toplantısı sonrası gündemi değerlendirdi

    Deniz Yücel’in CHP Genel Merkezinde MYK toplantısı sonrası gündemi değerlendirdi

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan borçlarına ilişkin, “Akıllarınca CHP’li belediyelerin gözünü korkutacaklar, belediyelerimizin vatandaşa hizmet vermesini engelleyecekler. Yahu siz bu tarz hamlelerle, CHP’li belediyelerin halka hizmet etmesini engelleyebileceğinizi mi zannediyorsunuz?” dedi.

    Deniz Yücel, parti genel merkezinde Genel Başkan Özgür Özel’in başkanlık ettiği Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin bir açıklamada bulundu.

    2024 Paris Olimpiyatlarından güzel haberler geliyor…
    Atıcılıkta Yusuf Dikeç ve Şevval İlayda Tarhan ikilisi finale yükseldi…
    Okçulukta, erkek milli takımımız, aldığı galibiyetle çeyrek finale yükseldi…
    Ve Filenin Sultanları bugün Hollanda karşısında efsane bir direnişle galibiyeti elde etti.
    Hepsi yüzümüzü güldürdü, göğsümüzü kabarttı…
    Bir kez daha, Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarında ülkemizi temsil eden tüm sporcularımıza başarılar diliyor, en güzel sonuçlarla ülkemize dönmelerini umut ediyoruz.

    Değerli arkadaşlar,
    AKP’de 31 Mart seçimlerinin hazımsızlığı hala devam ediyor.
    Neymiş Hazine ve Maliye Bakanlığı, belediyelerin borçlarını kaynağında kesecekmiş…

    Bu düpedüz, kendi siyasi başarısızlığını vatandaşa fatura etmeye çalışmak, kendi siyasi çöküşlerinin bedelini halka ödetme çabasıdır.

    AKP’nin siyaset anlayışının merkezinde halkın olmadığını bildiğimiz için bu girişim bizim için sürpriz olmadı…
    Akıllarınca CHP’li belediyelerin gözünü korkutacaklar,
    Aklınca belediyelerimizin vatandaşa hizmet vermesini engelleyecekler…
    Yahu siz bu tarz hamlelerle, CHP’li Belediyelerin halka hizmet etmesini engelleyebileceğinizi mi zannediyorsunuz?

    Biz bu filmi daha önce gördük…
    2019’da İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri uzun bir aradan sonra CHP’ne geçti ve AKP’nin ayak oyunları başladı…

    Pandemi döneminde CHP’li Belediyelerin dayanışma için açtıkları hesaplara bloke mi koymadılar?
    Belediyelerin maske ve hijyen paketi dağıtmasını mı engellemediler?
    Yoksa ekmek üretilmesini, aşevlerinde yemek dağıtılmasını mı engellemediler?

    Küresel salgından bile siyasi rant devşirmeye çalışan AKP iktidarı, 3 tane maskeyi bile dağıtamazken, CHP’li belediyeler vatandaşın zor gününde onların yanında oldu, vatandaşın, esnafın her türlü sorununa çare, çözüm üretti.

    31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinden tam 1,5 ay sonra, 17 Mayıs 2024 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tasarruf tedbirleri yürürlüğe girdi….
    Yerel yönetimlerin bazı yatırımları sınırlandı…
    Bazı yatırımları ise izne tabii tutuldu…
    Sanki daha önce bu ülkede ekonomik kriz yokmuş gibi, kamuda tasarruf tedbirleri almak, AKP’nin aklına, CHP’nin Yerel seçim başarısından sonra geldi….

    Şunu çok açık söyleyelim,
    Hizmetlerimiz, sadece yönettiğimiz belediyelerin sınırları içinde olan yurttaşlarımızın değil Türkiye’nin dört bir yanında yaşayan yurttaşlarımızın beğeni ve takdirini kazandı…
    Mazeret üretmedik,
    “Kaynaklar sınırlı, bu kaynaklarla hizmet edilmez” demedik, çözüm ürettik!
    Herkes müsterih olsun ki;
    AKP’nin hiçbir girişimi, şimdiye kadar halkımıza, milletimize hizmet etmemizi bugüne kadar engelleyemedi, bundan sonra da engelleyemez…

    Ne yaparsanız yapın, ne belediye başkanlarımızın milletimizin gönlündeki yerini sarsabilirsiniz,
    Ne de onların milletimize sundukları hizmetleri engelleyebilirsiniz…
    Unutmayın ki belediye başkanlarımızın halkın gönlünde, vicdanında edindiği yer, sizin bu basit siyasi manevralarınızla sarsılmayacak kadar sağlam…

    Değerli Arkadaşlar,
    AKP ülkeyi olduğu gibi, yönetiminde olan belediyeleri de adeta talan edip enkaza çevirmiş…
    Bakın,
    Sayıştay Başkanlığı’nın Denizli Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yayınladığı 2022 yılının raporunda Sayıştay müfettişleri, belediye yetkililerinin, yeterli nakit tutar, belediyenin kasasında bulunmasına rağmen vergi borcunu ödemeyerek, bile isteye belediyeyi zarara uğrattıklarını tespit etti.
    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde de durum farklı değil.
    Yine Sayıştay, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde kuruma ait otomobil, otobüs ve minibüs gibi araçların hiçbir ücret alınmadan çeşitli dernek, vakıf, spor kulüpleri, sivil toplum kuruluşları ve kişiler için görevlendirildiği tespit etti.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi gelir hesapları ve tarife cetvellerinin incelenmesi sonucunda; etkinlik salonlarının dernek ve vakıflar ile kamu kurum ve kuruluşlarına mevzuata aykırı olarak kullandırıldığı tespit edilmişti.
    Manisa’da Sayıştay’ın tespitleri dışında, geçmiş dönemde yapılan birçok yolsuzluğu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımız Ferdi Zeyrek kamuoyuyla paylaştı, biz de bu kürsüden ifade etmiştik.
    Hatta önceki Belediye başkanı 31 Mart Yerel Seçimlerini kaybedeceğini anlayınca belediyenin kasasını boşaltmak istemiş, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin kasasından MASKİ’ye (Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü) 130 milyon TL, belediye alacaklılarına da 480 milyon TL ödeme yapılması talimatı vermişti.
    Peki bizim belediyelerimiz ne yapmış?
    Birkaç çarpıcı örnek verelim de,
    CHP’li Belediyelerin halka hizmet etmesinden tedirgin olan AKP ve Sayın Erdoğan; gözünü, kulağını açsın da vatandaşa hizmet nasıl olur görsün…

    Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz,
    Tüm belediyelere örnek projesi,
    14 kent lokantasıyla binlerce İstanbulluya 4 çeşit yemeği 40 liraya yiyebilecekleri bir hizmet sunuyor.

    Şimdiye kadar, 300 bin öğrenciye geri ödemesiz burs,
    5 binin üzerinde öğrenciye yurt,
    650 bin anneye “Anne kart” ile ücretsiz ulaşım imkânı sağladı.
    600 binin üzerinde çocuğumuza tam 27 milyon litre süt ulaştırıldı.
    100 mahallede kreş açıldı, 25 bin aileye yeni doğan destek paketi ulaştırıldı.
    Bitti mi? Tabii ki hayır…
    1 milyon haneye et ulaştırdı.
    1 milyonun üzerinde haneye “İstanbul kart” ile periyodik olarak nakdi destek sağlandı.

    Ankara Büyükşehir Belediyemiz,
    40 bine yakın emekliye 1.500 TL destek ödemesi yaptı, yapmaya da devam ediyor.
    200 binin üzerinde aileye doğalgaz desteği, 250 binin üzerinde aileye et yardımı sağlanıyor.
    Yine tüm Türkiye’ye örnek bir proje ile Ankara Büyükşehir belediyemiz
    9-30 yaş aralığındaki kız çocukları ve kadınlara ücretsiz HPV aşı desteği sağlıyor.
    12 bin öğrenciye barınma desteği,
    150 binin üzerinde öğrenciye kırtasiye yardımı sağlanıyor.
    50 bine yakın öğrenciye de sınav giriş ücreti desteği yapılıyor.

    İzmir Büyükşehir Belediyemiz,
    105 binin üzerinde haneye süt yardımı yapıyor.
    Kent genelinde yaygınlaştırılan Kent Lokantaları ile binlerce İzmirliye 4 çeşit yemeği 50 liradan sunuyor.
    Emekli Dayanışma Kartı ile dar gelirli emeklilere su kullanımının ilk 4 tonunu ücretsiz sunuyor.
    Ayrıca 3 binin üzerinde emekliye 6 milyon liraya yakın nakdi yardım yapıyor.
    2 milyonun üzerinde aileye sıcak yemek yardımı, 5 binin üzerinde gence 10 milyon lirayı aşan eğitim desteği sağlıyor.

    Aydın Büyükşehir Belediyemiz, Emekli Kart projesi ile Halk Ege Et marketlerinde emeklilerin et ve süt almasına katkıda bulunarak, yüzde 20 indirim uyguluyor.
    Günlük olarak ihtiyaç sahibi ailelere sıcak yemek imkânı da sunan belediyemiz, yakacak yardımı, hasta bakım hizmetlerinde de destek sağlıyor.

    Antalya Büyükşehir Belediyemiz, halk et ve halk ekmek projeleriyle insanlarımızın uygun fiyatlarla et ve ekmeğe erişimini sağlarken, halk süt ve halk mama hizmetiyle çocukların sağlıklı ve hijyenik süte ve mamaya erişmelerini sağlıyor.

    Manisa Büyükşehir Belediyemiz, gıda ve erzak kolileri ile vatandaşlarımıza destek olurken, yakacak ve eğitim giderleri yardımında da buluyor.
    Eskişehir Büyükşehir Belediyemiz, yaşlı, hasta ve engelli vatandaşlarımız için sunduğu hizmetlerin yanında ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının eğitim alabilmesini sağlıyor.

    Adana Büyükşehir Belediyemiz, gıda ve erzak yardımlarının yanı sıra, yakacak ve kira desteği sağlıyor. Günlük sıcak yemek hizmeti de sağlanıyor.
    Mersin Büyükşehir Belediyemiz, emekli vatandaşlarımıza gıda ve erzak yardımı sağlarken, evde yemek yapma imkanı olamayan yurttaşlarımız için de aşhane hizmeti veriliyor.

    Muğla Büyükşehir Belediyemiz, Emekli Destek paketi ile sosyal destek alan emeklilere 2 bin TL ödeme yaparken, öğrencilerin yoğun kullandığı hatlarda toplu taşıma ücretini 1 liraya veriyor.
    Balıkesir Büyükşehir Belediyemiz, ihtiyaç sahibi ailelere erzak, gıda, barınma, yakacak hizmetleri sağlarken bazı ailelere doğrudan destek ödemesi veriliyor.

    Az önce saydıklarımız ve burada sayamadığımız daha bir çok hizmet; vatandaşlarımızın daha mutlu, huzurlu ve refah içinde yaşaması için belediyelerimiz tarafından sunuluyor.

    Değerli basın mensupları şunu herkes biliyor ve görüyor…
    Erdoğan’ın talimatının nihai amacı belediyelerden borç tahsil etmek değil…
    Erdoğan’ın tek derdi var…
    Milletin oy verdiği, pek çok yerde açık farkla kazanan, icraatlarıyla kalplerde yer edinen CHP’li belediye başkanlarını ekonomik açıdan iş yapamaz hale getirmek…

    Değerli arkadaşlar;
    AKP iktidarı bir yandan CHP’li belediyelerin elini kolunu bağlamak, halka hizmet etmelerini engellemek için her türlü şeytanlığı ve cambazlığı yapadursun, diğer yandan da çok uzun süredir milletin alacaklarını tahsil etmek yerine, bazı borçları silmeyi marifet sayıyor.

    Kamu ihalelileriyle ihya edilen milyar dolarlık ciroları olan şirketler “tek bir delikli kuruş” vergi ödemezken,
    Vatandaş, her güne  “bugün hangi vergi arttı” diye uyanıyor.

    Doğayı talan edene, kırmızı halılar serip vergi indirimi, istisnası ve muafiyeti sağlayan AKP, dar ve orta gelirli vatandaşı dolaylı vergilere boğmakta hiç sakınca görmüyor.
    Vergide adalet nutukları arasında, kazanan yine AKP iktidarlarının palazlandırdığı bildik şirketler oluyor.
    Bakın 2023 yılında devletten Kamu İhale Kanununun 21/b maddesine göre en çok ihale alan 20 şirketten 8’i hiç vergi ödememiş…

    Diğerleri de çok cüzi vergiler ödemiş…
    Hepsi de çok tanıdık şirketler…
    Aralarında Limak da var, Cengiz Holding de …
    Kolin de var, Rönesans da…

    AKP iktidarında onlar kazandı, vatandaş hep kaybetti…
    22 yılın sonunda gelir dağılımında da, vergide de adaleti sağlayamayan AKP iktidarı yüzünden, halk hiçbir zaman kazanan tarafta olmadı.
    Her paraya sıkıştığında zamlara sarılan, her paraya sıkıştığında vergi sopasını sallayan AKP iktidarı, ilk sandıkta gideceğinin o kadar farkında ki son dünyalıklarını yaparcasına vatandaşı sömürmeye devam ediyor.
    Bu sömürü ilk sandıkta, CHP iktidarında son bulacak.

    Değerli basın mensupları,
    AKP’nin tarafı belli…
    AKP ballı ihaleleri yağdırdığı 5’li çetenin yanında…
    Bizim de tarafımız belli…
    Biz işçiden, emekçiden, emekliden, esnaftan, çiftçiden yanayız.

    Avrupa’da ve dünyada pek çok ülkede emekliler, yüksek yaşam standartlarında yaşarken, bizim ülkemizde milyonlarca emekli, geçinemediği için ikinci bir işte çalışmaya mecbur kalıyor.
    Sonra da AKP en düşük emekli aylığını 12 bin 500 liraya çıkarmakla övünüyor…

    Bu ülkede son 4 yıldır, gıda fiyatları sürekli zamlanıyor.
    Bu yılın ilk 7 ayında gıda fiyatları yüzde 34.2 oranında arttı.
    Bundan bir yıl önce yaklaşık 100 liraya dolan sepet bugün 900 liraya ancak dolabiliyor.

    Hep aynı laf… aynı terane…
    “Ülke olarak zor bir dönemden geçiyoruz….”
    22 yıldır “Düzeldi, düzeliyor, düzelecek” yalanlarıyla milleti uyutuyorlar ama o zor dönemler bir türlü bitmiyor…

    Mutfakta tencere kaynamıyor,
    Enflasyon almış başını gitmiş…
    Açlık sınırı 19 bin olmuş.
    Peki asgari ücret ne kadar? 17 bin lira…
    En düşük emekli maaşı? 12.500 TL
    Şimdi şuradan birlikte çıksak, kiralık ev arasak, aylık 15.000’den aşağı ev bulamayız.
    Daha bunun Pazar masrafı var, marketi var, elektrik, su faturası var…

    Ama sayın Erdoğan ne diyor geçen haftaki grup toplantısında?
    Bilhassa ömrünün en güzel yıllarını; ailesine, ülkesine, milletine hizmet etmek için harcayan emeklilerimizin hakkını ödeyemeyiz” diyor…
    Ya zaten ödemiyorsunuz Sayın Erdoğan!
    Bir de bunları söyleyerek insanlarla dalga mı geçiyorsunuz?
    Bu kadar mı halktan kopuksunuz?
    Bu kadar mı vurdumduymazsınız?

    Emekli, dar gelirli artık açlıkla sınanıyor.
    Vatandaşın geçim umudu günden güne azalıyor…
    Emeklilere reva gördükleri 3 kuruşluk artış, enflasyon karşısında çoktan eridi gitti bile…

    Vatandaş artık kredilerini, kredi kartlarını ödeyemiyor.
    Sadece son haftada icra takibine alınan kredi kartı ve bireysel kredi alacakları 75 milyar lirayı geçti.
    Son 7 ayda icra takibine alınan kredi kartı ve kredi borçlarında artış  yüzde 68’lere fırladı.
    Ülkede ekonomik krizin vurmadığı kimse kalmadı.
    Bakın yüksek öğrenim tercihleri için son haftaya girildi.
    Önceden gençlerimiz ve aileleri üniversitelerin akademik kadrolarına, üniversiteden mezun olduktan sonraki iş imkanlarına bakarlardı…
    Şimdi ise şehirlerdeki kira fiyatlarına bakar oldular…

    AKP 22 yıl boyunca,
    Neredeyse her caddeye üniversite açmayı marifet saydı…
    Ama bu öğrencilerin nerede kalacağını umursamadı…
    Yeterli sayıda devlet yurdu yapmadı…

    Öğrenciler fahiş fiyatlardaki özel yurtlara,
    Astronomik fiyatlara çıkan kiralık evlere mecbur bırakıldı…
    Ancak tüm bu artışlar karşısında maaşlardaki artışlar kuş kadar kaldı…

    AKP’nin ülkeyi sürüklediği ekonomik açmaz maalesef öğrencilerle, ailelerini, aslında gençlerin gelecek umutlarını vurdu.

    AKP unuttuysa bir kez daha hatırlatalım, geçim olmazsa, seçim olur.

    Değerli arkadaşlar,
    Çocukları, patronlara bedava iş gücü olarak sunmanın aracı haline getirilen Mesleki Eğitim Merkezlerinden (MESEM) bir acı haber daha aldık.

    Eren Alperen Kocayavuz, daha 2 ay önce 15 yaşına girmişti.
    Geçtiğimiz hafta Ankara Çubuk’ta MESEM kapsamında çalıştığı inşaattan düşerek yaşamını yitirdi…
    Alperen’in ölümüyle birlikte MESEM’lerde can veren çocuk sayısı 10’a çıktı.
    Alperen, haftada bir gün okulda, dört gün işletmede olması gerekirken haftanın beş günü çalıştırıldı.
    Haftalık ücretini bazen alamadı…

    Çocuklara mesleği değil ölmeyi öğreten MESEM, çocuklarımızı açık bir kölelik sisteminde ucuz işgücü olarak kullanılıyor.
    MESEM’lerde 1 milyon 103 bin 428 öğrenci bulunuyor. Ve artık biz tek bir evladımızı daha kaybetmek istemiyoruz.

    Tarikat sevdasından gözleri kör olan Yusuf Tekin, ölen evlatlarımızı da, boynundaki vebali de göremiyor.
    “İşgal ettiğin o koltuk” çocukları köleleştiren bir sisteme yol veriyor.
    Sen o koltuktan kalkmadıkça çocuklarımız gencecik yaşlarında asansör boşluklarında can vermeye devam edecek.

    Sen o koltuktan kalkacaksın Yusuf Tekin.
    Sen o koltuktan kalktığın gün, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için bir umut olacak.

    Değerli arkadaşlar,
    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde devlet terbiyesinden uzak davranışlarıyla tepki çeken bir büyükelçi vardı…
    Bu zat, daha 10 gün önce CHP Genel Başkanına ve CHP heyetine, eski dışişleri bakanlarına saygısızca davrandı.
    Bu şahıs diplomat değil saray görevlisi,
    Devlet adamı değil parti bürokratı olduğunu gösterdi..

    Biz Dışişleri Bakanlığına “Devlet geleneklerini, devlet terbiyesini yerle bir eden bu adama ders verin” dedik, onlar ödül verdi…
    Prag Büyükelçisi oldu…
    Demek ki kendisine verilen görevi yerine getirmiş!!!
    Demek ki; Dışişlerinde bir yerlere gelmek için devlet ve diplomasi kurallarını uygulamak değil siyasi iktidara dalkavukluk, yalakalık gerekiyormuş.
    Biz Kasım ayından bu yana normalleşme, iletişim, diyalog dedik…
    Ama bu kavramlar, birilerinin literatüründe ne yazık ki yok.
    Bunu bir kez daha gördük.

    Lefkoşe’ye yapılan atama da en az Prag’a yapılan kadar rahatsız edici, kaygı verici…
    Halil Falyalı hakkında yakalama kararı varken, Lefkoşe’ye büyükelçi olarak atanan bu kişiyle aynı şirkette hissedar olduğu ortaya çıkmıştı.
    Adı Kıbrıs’ta kirli işler ve ilişkilerle anılan bir ismin ortağı şimdi Türkiye’nin Lefkoşe Büyükelçisi….
    Beterin beteri var gerçekten…
    Egemen Bağış’ın yerine Feyzioğlu….
    Feyzioğlu’nun yerine de Yasin Ekrem Serim…
    Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Dış İşlerini getirdikleri duruma bak…

    Değerli Arkadaşlar,
    Ankara’nın göbeğinde işlenen Sinan Ateş cinayeti ile ilgili biliyorsunuz
    tam 1.5 yıl iddianame düzenlenemedi…
    18 ay sonunda hazırlanan iddianame ise oynanacak tiyatronun bir ön gösterimi gibiydi.
    18 ayda iddianame hazırlayamayan savcı esas hakkındaki mütalaasını her ne hikmetse 18 günde açıkladı…
    Bütün bu olanlar hem hayatın, hem de ceza yargılamasının olağan akışına aykırı…
    Zaten bu yargılamada olağan olan, nerdeyse hiçbir şey yok.

    Son olarak mahkemeye 154 kişilik “dinlenecek kişiler” listesi sunuldu.
    Siyasetçilerden gazetecilere kadar herkes listede var.
    Ortak noktaları Ankara’nın göbeğinde işlenen bu siyasi cinayetin aydınlatılmasını istemeleri…
    Elinde adeta kara kaplı defterle, kameralar önünde herkesi “tehdit” etmekte hiçbir sakınca görmeyen MHP, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel de dahil bunca insanın dinlenmesini neden talep ediyor?

    Bu insanların; yani Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel’in de içinde bulunduğu “siyasilerin, gazetecilerin, hukukçuların içinde bulunduğu 154 kişinin” tek derdi cinayetin arkasındaki asıl azmettiricilerin ortaya çıkmasını istemeleridir.

    Dilekçe kalabalıklığı yapıp davayı, gerçeklerden saptırmak istiyorlar.
    Çünkü biliyorlar işin ucu birilerine dokunacak.

    Değerli arkadaşlar,
    Son olarak bir süredir kamuoyunun ve meclisin gündeminde sokak hayvanları ile ilgili düzenleme var biliyorsunuz…
    Bu yasa,
    AKP’nin “yaptım, oldu” anlayışının en bariz örneği,
    AKP’nin meslek örgütleri, sivil toplum ve halk vicdanını bir kez daha yok saydığının somutlaşmış halidir.

    Bu toplumda hiç kimse sokak hayvanları sorunu yok demedi…
    Kimse sahipsiz sokak hayvanlarının insanlara saldırmasını savunmadı…
    Ortada bir sorun var.
    Ama çözümü öldürmek değil.
    Bu sorunu insana yakışan, “insancıl” yol ve yöntemlerle çözmek mümkünken “öldürmek” konusundaki ısrarınız neden?
    Hangi akıl, hangi mantık yaşatmak varken öldürmeyi seçer…
    Defalarca söyledik…

    Bakın 2020 yılında, TBMM bünyesinde; “Hayvanlar Haklarının Korunması ile Hayvanlara Eziyet ve Kötü Muamelelerin Önlenmesi için Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi” amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kurulmuştu.
    Tüm siyasi partilerin temsil edildiği bu komisyon aylarca çalıştı.
    Çözümlerde ortaklaştı.
    Bu çözümleri uygulamak neden hiç aklınıza gelmiyor?
    Bir kez daha söylüyoruz:
    Kısırlaştırıp, aşılamak ve yaşatmak mümkün…
    Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yasanın genel kurul görüşmelerini tüm milletvekillerimizle takip ediyoruz.
    Oylama sonuçlanıncaya kadar da genel kurulda olacak ve bu katliam yasasına CHP olarak hayır diyeceğiz.
    Hepinizi saygıyla selamlıyoruz.

     

  • Bakan Şimşek vergi düzenlemesi mesajı

    Bakan Şimşek vergi düzenlemesi mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, amaçlarının çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak olduğunu belirterek, “Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi, vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz.” ifadesini kullandı.

    Şimşek, vergi düzenlemelerine ilişkin, sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu.

    Vergi düzenlemelerini içeren teklifin, TBMM’de kabul edilerek yasalaştığını anımsatan Şimşek, şunları kaydetti:

    “Vergilemede adaleti ve etkinliği artırmayı, kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi hedefleyen bu yasa, vatandaşlarımıza yük getirmiyor. Amacımız, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almaktır. Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi, vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz.”

     

  • İYİ Parti’de peş peşe istifalar…

    İYİ Parti’de peş peşe istifalar…

    İYİ Parti’de istifalar peş peşe geliyor. Peki, parti yönetimi o istifaları nasıl değerlendiriyor? İstifa edenlerin yol haritası ne olacak?

    İYİ PARTİ’DE GÜNDEM İSTİFALAR

    Genel seçimlerde 44 milletvekili ile girdi Meclis’e. 11 milletvekili istifa etti, 1 milletvekili ise ihraç edildi. Sandalye sayısı 32’ye düştü. Bir yandan da Kurucular Kurulu’ndan yani İYİ Parti ile özleşen isimlerden de istifa kararları geldi. İYİ Parti’de yaklaşık 2 yıldır gündem istifalar…

    2023 genel seçimlerinden sonraki süreç, yerel seçimlere hür ve müstakil girme kararı ve alınan seçim sonuçları. İYİ Parti’de istifalar tüm o dönüm noktalarından sonra geldi. Genel başkan değişiminden sonra da o istifalar durmadı. Genel Başkanlık yarışını Müsavat Dervişoğlu’na karşı kaybeden aynı zamanda partinin kurucularından ve teşkilat başkanlığı da yapan Koray Aydın da istifa etti. Bu nedenle de örgütlerden de çok sayıda istifalar oldu.

    PARTİ YÖNETİMİ “İSTİFALAR YIPRATMIYOR” GÖRÜŞÜNDE

    Peki, parti yönetimi diğer istifaları nasıl yorumluyor? İYİ Partili üst düzey yöneticiler o istifaların partiyi yıpratmadığı görüşünde. Zaten istifa edenlerin milletvekilliğinde yeterince mesai harcamadığı ve katkısı olmadığı belirtiliyor. İsimlerin ayrılmadığı parti için bir kayıp olmadığı savunuluyor. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da sık sık grup toplantılarında “biz olma” mesajı veriyor.

    İYİ PARTİ’DEN AYRILANLAR DİĞER PARTİLERE GEÇER Mİ?

    Ayrıca şu anda bağımsız milletvekili olan istifa eden bazı milletvekillerinin bazılarının AK Parti’ye, bazılarının ise CHP’ye geçmek istediği konuşuluyor. AK Parti’de şimdilik böyle bir adım atılmayacağı belirtiliyor.

    CHP’nin de kapıları açık. Ancak Meclis’te gazetecilerle bir araya gelen CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, İYİ Parti’den çok kişiye hayır dediklerini ama bunu kimseyi rencide etmemek için açıklamadıklarını söyledi. ”Umarım bir an evvel kendilerini toparlarlar. Ben hiçbir siyasal partinin hak etmediği bir tabloyla karşı karşıya kalmasını istemem” ifadelerini kullandı.

    ÜNAL KARAMAN’IN DA İSTİFA EDECEĞİ KONUŞULUYOR

    İYİ Parti Konya Milletvekili Ünal Karaman’ın yüksek ihtimalle istifa edeceği de kulislerde dillendiriliyor. İYİ Parti’den ayrılanlar yeni bir oluşuma mı dahil olur yoksa mevcut partilere mi geçiş yapar bunu ilerleyen zaman gösterecek. Ancak Ankara kulislerinde partiden ayrılanların sayısının daha da artabileceği konuşuluyor.

     

  • Karşıyaka Çarşısı ‘El Emeği Gece Pazarı’ ile şenlendi  

    Karşıyaka Çarşısı ‘El Emeği Gece Pazarı’ ile şenlendi  

    Karşıyaka Belediyesi tarafından, ilçenin vitrini konumundaki Karşıyaka Çarşısı’nda düzenlenen ‘El Emeği Gece Pazarı’ büyük ilgi gördü. Pazarın her perşembe günü halkla buluşmaya devam edeceğini belirten Başkan Yıldız Ünsal “Hem Çarşımıza renk getiren hem de üreten kadınlara kazanç kapısı açan pazarımıza herkesi bekliyoruz” dedi.

    Karşıyaka Belediyesi, kentin en büyük açık hava alışveriş merkezlerinden biri olan Karşıyaka Çarşısı’nda ‘El Emeği Gece Pazarı’ düzenlemeye başladı. Vapur İskelesi karşısındaki Hergele Meydanı’nda gerçekleştirilen ilk organizasyonda, başvurular arasından kura ile belirlenen 40 kadın üretici stant açtı. 20.00-23.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlayan üreticiler; takı, dekoratif obje, çanta ve giysi gibi çeşitli el emeği göz nuru ürünlerini satışa sundu.

    HER AY YENİ ÜRETİCİLER, YENİ ÜRÜNLER
    Vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle karşılanan El Emeği Gece Pazarı, her perşembe günü halkla buluşmaya devam edecek. Emekçi kadınlara bir ay için tahsis edilen tezgahlar, bu süre sonunda farklı üreticilere geçecek. Yeni üreticiler, yine başvuru ve kura süreçleriyle belirlenecek. Karşıyaka’da yaşayan kadınların katılabildiği kura için başvuru tarihleri, Karşıyaka Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından duyurulacak.

    KADIN EMEĞİ DEĞER BULUYOR
    Sosyal belediyecilik anlayışıyla düzenledikleri pazara gösterilen ilgiden büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal “Gece Pazarı ile el emeği ürünlerini satarak aile ekonomisine katkıda bulunmak isteyen Karşıyakalı kadınlara yeni bir kazanç kapısı açtık. Yurttaşlarımız için de merkezi bir noktada, yeni ve keyifli bir alışveriş alanı oluşturmuş olduk. Üreticilerimize ve ilk pazarımızı büyük ilgiyle karşılayan vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Çarşımıza yaz aylarında güzel bir renk getiren pazarımız, her hafta ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek” dedi.

  • MHP’li Özarslan: Tuğrul Türkeş, bu sorulara cevabın var mı?

    MHP’li Özarslan: Tuğrul Türkeş, bu sorulara cevabın var mı?

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bahadır Bumin Özarslan, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili Tuğrul Türkeş’in, Osman Kavala ile ilgili iddialarına sert bir şekilde yanıt verdi. Özarslan, Osman Kavala’nın avukatının ileri sürdüğü ve Türkeş’in de desteklediği iddiaların hukukun ve Türk milletinin yok sayılması anlamına geldiğini belirtti.

    Dr. Özarslan’ın Açıklamaları
    Dr. Özarslan, Osman Kavala’nın avukatının dilekçesinde yer alan ve Tuğrul Türkeş’in de katıldığı anlaşılan iddialara ilişkin olarak, “Bu yönüyle bakıldığında, ‘Hükümet ortadan kalkmıştır, mağdur kalmamıştır.’ demek, Türk Milleti’nin varlığının sona erdiğini iddia etmek anlamına gelir.” ifadelerini kullandı. Özarslan, böyle bir yaklaşımın hukukun yok sayılması anlamına geldiğini vurgulayarak, hukukun “Abesle iştigal etmez.” sözünü bir kez daha hatırlattı.

    Özarslan, yürütme yetkisinin devletin sahip olduğu üç temel yetkiden biri olduğunu ve bu yetkinin yürütme organı eliyle kullanıldığını belirtti. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS)’nde yürütme organının Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatarak, “Bu değişiklikten hareketle ‘Hükümet artık yoktur, dolayısıyla mağdur da kalmamıştır.’ demek, devletin en temel yetkilerinden ve devlet kavramından haberdar olmamak anlamına gelir.” dedi.

    Yürütme Yetkisi ve Hukukun Önemi
    Özarslan, yürütme organının adının değişmesinin yürütme organını ve doğal olarak yürütme yetkisini ortadan kaldırmayacağını belirtti. Hukuken bir boşluk oluşmayacağını ve yürütme yetkisinin Anayasa’ya göre temelde Türk Milleti’ne ait olduğunu ifade etti. Yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin Anayasa’da belirtilen yetkili organlar eliyle ve Türk Milleti adına kullanıldığını hatırlattı.

    Tuğrul Türkeş’e Sorular
    Dr. Özarslan, Tuğrul Türkeş’e yönelik olarak şu soruları sordu: “Osman Kavala’nın, avukatı eliyle ileri sürdüğü, Türk Devleti’nin ve Türk Milleti’nin yok sayılması karşısında, siz ne düşünüyorsunuz? Abesle iştigal etmekten, hukuku ve Türk Milleti’ni yok saymaya uzanan bu yolda ısrar etmenin ne anlama geldiğinin farkında mısınız?”

    Dr. Bahadır Bumin Özarslan’ın bu açıklamaları, Tuğrul Türkeş’in Osman Kavala ile ilgili görüşmelerine yönelik eleştirilerini ve hukukun üstünlüğü ile Türk milletinin varlığına vurgu yaparak, Türkeş’in iddialarının ne denli ciddi sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seriyor. Bu tartışmalar, Türk siyasetinde hukukun ve devlet kavramlarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.

  • MHP’li Başkanvekili Akçay hastaneye kaldırıldı

    MHP’li Başkanvekili Akçay hastaneye kaldırıldı

    MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM’de rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırıldı. Beyninde ur olduğu tespit edilen Akçay ameliyat olacak.

    MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM Genel Kurulu’nda vergi düzenlemesine ilişkin teklif görüşmelerinde rahatsızlandı.

    Hastaneye kaldırılan Akçay’a tetkik ve tahliller yapıldı. Beyninde ur olduğu tespit edilen Akçay’ın pazartesi günü ameliyat olması bekleniyor.

    ERKAN AKÇAY KİMDİR?

    Erkan Akçay 2 Nisan 1961 tarihinde Burdur’un Yeşilova ilçesinde doğdu. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldu ve Maliye Bakanlığında Muhasebat Kontrolörü olarak çalıştı. İzmir Defterdar Yardımcılığı, Manisa ve Balıkesir Defterdarlığı, Balıkesir Vergi Dairesi Başkanlığı yaptı.

    Evli ve iki çocuk babası olan Akçay, İngilizce bilmektedir.

    Akçay, ilk defa 2007 Türkiye genel seçimlerinde MHP Manisa milletvekili olarak meclise girdi ve Plan ve Bütçe Komisyonunda görev yaptı. 2011, Haziran 2015 ve Kasım 2015 Türkiye genel seçimlerinde tekrar MHP Manisa milletvekili olarak meclise girdi. Günümüzde MHP Grup Başkanvekilliği görevini sürdürmektedir.