Halk TV’ye misafir olmasının arkasından kendisine ve kanala karşın eleştirileri yorumlayan Nihal Bengisu Karaca, “Maalesef bu ülkede başörtülü bir bayan yazan elde etmek böyle” dedi. “Irk TV kurtarılmış bölge midir? Sadece laik, sadece başı açık, sadece Kemalist sadece ulusalcı yada solcu olanların girebildiği bir sığınak mıdır?” diye soran Karaca, ülkenin içinde olduğu bu durumda Yolculuk eylemleri ve Kabataş yalanından bahsetmenin öneminin kalmadığını savundu.
MEDYA SERVİSİ
AKP iktidarını uzun yıllar destekleyen ve 2013 yılında Seyahat Direnişi’ni iftira atmak için üretilen Kabataş yalanına iki taraflı olan Nihal Bengisu Karaca, geçen Cuma günü Irk TV’de ‘Perdenin Önü Arkası’ programına katılmasıyla ilgili yapılan eleştirileri yorumladı.
Karaca, Habertürk’teki yazısında, hem iktidar yandaşları hem de muhalefet tarafından eleştirildiğini belirterek, “iki karşıt grubun el birliğiyle yaptığı lince konu olduğunu” savundu.
“Ulusalcı ve laikçi arkadaşlar, kanal sizin, sakin olun. Kendine solcu diyen fakat mevcut rejim ne isterse onu yapan arkadaşlar, kanal sizin, ağırbaşlı olun” ifadelerini kullanan Karaca, konuyu türbana getirterek, “Maalesef bu ülkede başörtülü bir kadın yazar almak böyle. Bir kitle Erdoğan’ı neden eksik destekledin veya desteklemedin diye hesap sorar, çünkü onlara kadar diğer bir varoluş biçiminiz olamaz, sizi o var etmiştir” değerlendirmesini yaptı.
Karaca, “Ahali TV’ye çıktım, çünkü kutuplaştırılmış olan toplum için anomali kabul edilse de özünde alışılagelmiş olan bu” iddiasında bulundu. ‘Demokratik pratiklerin böyle gelişeceğini’ öne süren Karaca, “Türkiye’nin kaderini çizecek 2023 seçimleri yaklaşmışken, mevcut şartları, olasılıkları, ülkeyi suyun üzerinde tutabilecek, batmaktan alıkoyacak konuları kâh iktidarı eleştirerek yer yer muhalefete önerilerde bulunarak yazmaya konuşmaya sürdürmek niyetindeyim” dedi.
“ÇIKAR TELEFONUNU DİYENLERDEN NE FARKINIZ VAR?”
Mevcut rejim blokunun kendisine yönelik tepkilerini bir yere değin anladığını bildiren Karaca, muhalefeti maksat alarak, “Peki bırakın işaretleri okumayı burunlarının ucundakini görmekten aciz olan, oylarını maksimize edemezlerse eğer, yaşanacak ilk seçimde her şeyi kaybedecek olan rakip bir grubun kendilerine, bakış açılarına çeki ahenk verme konusundaki lakaytlıkları ve hoyratlıkları ne ile açıklanabilir?” diye sordu.
Karaca ayrıca, garip de bir benzetme yaparak, “Sen Erdoğan’a takviye vermiştin, o yüzden yıkıl karşımdan mantığıyla, ekonomiden şikayet eden gençlere ‘Çıkar telefonunu’ diyen adamların mantığı arasında ne fark var?” ifadelerini kullandı.
“Keza bir dakika, Halk Müziği TV kurtarılmış bölge midir? Sadece laik, sadece başı açık, yalnızca Kemalist yalnızca ulusalcı yada solcu olanların girebildiği bir barınak mıdır? Irk TV bunun farkında olan mı?” diyen Karaca, bu soruyu kanalın sahibi Cafer Mahiroğlu’nun cevaplaması gerektiğini belirtti.
Karaca, ayrıca kendisine yönelik eleştiriler nedeniyle “evhamlı muhafazakarların” haklı çıktığını da savundu ve “Yani mevcut rejimin politikalarından hiç hoşlanmayan, Cumhur İttifakı ile özdeşleştirilmemek için azami gayret sarf eden lakin AK Parti tercih kaybederse Eski Türkiye alışkanlıklarının geri dönüleceğinden endişe eden kesim; sizlerin ürettiği faşist yaklaşımlar nedeniyle geleceğin Türkiye’sinde var olma hakkı bulamayacağını düşünerek her yerde Tayyip Erdoğan’a yöneliyor” dedi.
Yazısının son kısmında Kabataş yalanına değinen Karaca, ülkenin geldiği şu durumda Seyahat ve Kabataş’tan bahsetmenin öneminin kalmadığını savunarak şu ifadeleri kullandı:
YALANIN GEREKÇESİNİ AÇIKLADI!
“Madem bu vesile ile baştan gündeme geldi 205. kez söyleyeyim, Kabataş olayında gelininin dayak yediğini söyleyen Bahçelievler Belediyesi Başkanı Osman Develioğlu’nun sözüne asalet ettiğim ve aktardığım doğrudur. Dünyanın her yerinde bir belediye başkanının ifadesine şeref edilir çünkü.
(…)
Gezi eylemlerine yardım veren akademisyen Işık Halkası Akay, aktivist Çiğdem Mater, yazan Yıldız Ramazanoğlu Yolculuk eylemcileriyle beraber Kabataş’a yürüye yürüye hadiseyi protesto ettiler çünkü polis tutanağından, Develioğlu’nun ifadelerine varana kadar pek fazla bilgi vardı.
Ancak şahsımla ilişkili olarak “Görüntüleri izledim” dediğim, bilinçli ve bilerek yalan söylediğim bahis ediliyor. Ana yalan olan bu. Hem de kuyruklusu. Kabul edilemez bir edep akıl itibar yoksunluğu.
(…)
15 Temmuz’da tanklara karşı, silahlı askerlere karşı çıkarak hayatını kaybetmiş insanları görüp, bu deneyime şahit olup hala “Gezimizi bitirdiler çünkü Kabataş dediler” naifliğinde takılı kalmak zihin alır bir aymazlık yok.
2016’da Erdoğan’ın bir çağrısı ile sokaklara çıkıp tankların önüne yatmış sivil kalabalıklar, 2013’te de, yeniden Erdoğan’ın bir işareti ile sokağa çıkıp sokak hareketine müdahale ederdi.
Haklı olarak buna değmeyeceğini düşünenler, eylemleri sona erdirmenin daha us kârı olduğunu fark ederek alanı terk ettiler.
Gözle görünür netlikte olan bu çıplak gerçeği göremediğiniz için resmini çizmek zorunda kaldım.
Ülkenin içinde olduğu şu durumda hala Yolculuk demenin Kabataş demenin bir öneminin kalmadığının gayet farkında olan olanlardan ise özür dilerim.”